Nevzat Sayın tarafından düzenlenen, adını Behçet Necatigil'in şiirinden alan Evin Halleri Atölyeler Dizisinin bir parçası olarak Cem Sorguç, Çiğdem Yalırsu ve Deniz Gezgin tarafından yürütülen « İlhan Berk, Şeyler Kitabı: Ev » atölyesi, İlhan Berk’in ‘Şeyler Kitabı: Ev’ kitabını merkeze almaktadır, ve katılımcılardan metin, kısa film, çizim, maket, fotoğraf ve çeşitli başka araçlar ile bir ev, bir bark, bir barınak metaforu ya da gene söz konusu kitap minvalinde serbest temsillerin üretilmesi beklenmiştir.
Atölye sonucu çıkardığım; çocuğun gözünden ev, evi yuva yapan öğeleri kendi dünyasında bir araya getirerek evin içinde kendi ev/ren/ini yaratma gayretine dair, illüstrasyonlarım ve notlarım ile bir kolaj-anlatı-kitapçığı.
Büyükler için çocuk kitabı.
« çocukluk, gerçeklikten kuşkusuz daha büyüktür. »
— Gaston Bachelard, 'Mekânın Poetikası'
« Doğduğumuz ev,
bir ana bina olmaktan çok,
bir ana hülyadır.
O evin her kuytusu,
bir düşleme kovuğuydu. »
— Gaston Bachelard, 'Mekânın Poetikası'
çocukken girebildiğimiz
en küçük kuytular, delikler, dehlizler,
‘ev’cilik oyunumuzda bize
sığınak, barınak oluverirler.
« odadır ev.
bir ada.
(kendi halinde)
bir içe çağrı.
kapalılığa, yalnızlığa övgü. »
— İlhan Berk, 'Şeyler Kitabı: Ev'
çoğu zaman birilerinden,
bir şeylerden,
ya da birbirimizden,
saklanırız oralarda.
ama öyle bir saklanıştır ki bu,
aranıp da bulunmayı bekler sanki.
bu kimi sığınaklar
daha yumuşak, esnek olur.
bir çarşafla örtülür mesela.
bir rüzgâr,
yahut bir anne kavrayışı
çıplak bırakır altındaki kuytuyu.
kimine düzayak girilir, davetkardır;
kapı önünde bir yüksük-fincanda*
hayalden bir kahve ikram eder sahipleri.
« merdiven cenini,
evin. »
— İlhan Berk, 'Şeyler Kitabı: Ev'
« kapı önünde Ayşe
hanım hanımcık iş gördü,
sonunda kendine göre
bir yuva kurdu.
ilk ben oldum misafiri
güle güle otur'a gittim
bir yüksük-fincanda* getirdiği
hayal kahveyi içtim »
— Behçet Necatigil, 'Evcik'
kimi ise daha sağlam ‘duvar’lar örer
kendine -düşlerine-,
yığar üst üste
kitaplardan bir kale.
yıkılmasın -aşılmasın- ister sınırları,
‘ağaç’ gibi sağlam, özünde.
kimilerinde eşik vardır, duraklatır;
almaz herkesi içeriye,
dönersiniz ‘kapı dışarı’.
« barınan varlık, barınağının sınırlarını
en bitip tükenmez diyalektik içinde
duyulur hale getirir. »
— Gaston Bachelard
kimi bir ‘kapalı kutu’,
tüm kapalı kutular gibi içine,
dönük,
içinde bulunduğu kabuğun
şeklini almışçasına,
kendi dönüşmüş yuvasına.
« duvar sanki kendini dışlar:
her şeyden uzak durur.
paylaşmaz evi.
ev yokmuş gibi davranır. »
— İlhan Berk
kimi içinde olmak ister,
dışarı bakmayı;
some to build the wall,
and to be outside.
kiminin bahçesi bile vardır,
(ev yaptı da bahçesi bile mi var, diyeceksiniz)
peyzajı halının desenleridir.
« bahçe, sokağın çamur şarkıcısı.
dirty child.
bahçelere selam! »
— İlhan Berk
ya da,
evdeki gözbebeği bitkinin küçücük
yaprakları
gizlice koparılıp getirilmiştir;
ancak gölgesinde uzanılacak kadar
uludur adeta.
« çocukluğumuzun içimizde canlı kalması,
olgular düzleminde değil, düşleme
düzleminde gerçekleşmiştir. »
— Gaston Bachelard
« dünyayı önüne almıştır.
(önüne bakar pencere.)
bir çocuk mu geçiyordur?
‘bir çocuk geçiyor!’ diyecektir. »
— İlhan Berk
« balkon,
çocukların asılı tini! »
— İlhan Berk
YUVA içinde ODA
ODA içinde EV
EV içinde YUVA, olur bu barınaklar, sığınaklar.
bu küçük yuvayı sarmalar oda.
oda, evrenidir o küçük yuvanın.
« kurulan düşlerin odakları öbek öbek bir araya
gelerek düşsel evi oluşturur; bu ev doğduğumuz
evin içine dağılan anılardan daha uzun ömürlüdür. »
— Gaston Bachelard
« insan bir adadır.
oda: bir dünya. »
— İlhan Berk
hem ondan küçüktür,
hem de öyledir ki
içine girildiğinde dışından daha büyük; ...
« oda evin bahçesi, sokağı, kenti,
giderek de dünyayı içine alan yerdir. »
— İlhan Berk
... içinde bulunduğu şeyleri bile kapsayıp
onların boyutlarını aşacak kadar
büyür, çocuğun zihninde.
çocuğu da büyütür.
« ev düş yumakları dürer: çağrılıdır düşe.
*
büyük bir düş evde olmak.
*
ev: bilinçdışının tahtı.
*
dünyadır ev. »
— İlhan Berk